1949 Yılında Bursa/Yenişehir’in Selimiye Köyünde dünyaya geldim. Köyde başlayan eğitim hayatım memur bir babanın peşi sıra birçok yerde ve sonrasında onun görev aldığı kurumun öğrenci yurtlarında, yatılı okullarda geçti.
Okuma sevdam sonsuzdu. Türk Edebiyatı’nda adı geçen her kitabı, ülke farkı gözetmeksizin tüm klasikleri bulup, alıp okuma gayreti içinde oldum. Lise sonrası İstanbul Üniversitesi ana girişi yakınlarında, ders kitapları yanı sıra dünya edebiyatını oluşturan kitapların ikinci el olarak satıldığı Beyazıt’taki “Sahaflar Çarşısı” isimli hazineyi, ardından o dönem Cağaloğlu’nda faaliyet gösteren köklü yayınevlerinin kitap vitrinlerini keşfettim.
Hangi yaş grubunda olursam olayım aralarda hep bir şeyler yazdım durdum. Yıllarım, denemeler, makaleler, şiirler, araştırma yazıları, öyküler yazarak geçti. Her iyi okur illaki yazar da olabilir diye bir kural yok. Ama okuma deneyimlerimden esinlenmemi ve her kitaptan öğrenebildiğim bir kelimeyi diğerlerinin yanına koyarak insanların okurken tat alacağına kendimce inandığım bir şeyi sunma hakkımı engelleyen bir yasa da yok.
Bu mantıkla en çok sevdiğim şeyi yaptım: Tarih, Sanat Tarihi ve Fantastik temalı bir roman tasarladım, planladım, uzun bir ön araştırma yaptım ve 4,5 yılda tamamladım. Romanların baskı öncesi olgunlaşma süreçleri olduğu söylenir. Hatalardan mümkün mertebe arınma süreçleri… Bu süreçte Türkiye’deki görme engelli bireylere sesli kitap hizmeti veren Boğaziçi Üniversitesi (GETEM) Görme Engelliler Teknoloji ve Eğitim birimi ile tanıştım.
Öğrenmenin yaşı yok! Bir yılı aşkın bir sürede sesli kitap teknolojisini özümseyip ardından dokuz aylık bir çalışma sonunda kitaplarımı seslendirerek Getem’e hediye ettim ve böylesine önemli bir sosyal sorumluluk projesine katkıda bulunmanın sevincini yaşayan yazarlar arasına katıldım.
Sonunda sıra Mithat Cemal Kuntay’ın “Tarih Hocası” şiirinin mısralarında yapın dediğini yapmaya gelmişti. Tarihe masal katmaya!
İkinci kitabın önsözünde de belirttiğim gibi: Çok sevdiğim Mudanya’da, Zeytinbağ’dan on dakika uzaklıkta, Yalıçiftlik Köyü sahilindeki Kapanca Limanının, İznik ve Erdek ilçelerinin de birer masalı ve otuz altı boydan oluşan kadim Trak halklarının fantastik bir destanı var artık.